4 Ekim, “Dünya Hayvan Hakları Günü”. 15 Ekim 1978’de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi ile onların da hakları oldu.
İlk “Hayvanları Koruma Derneği”ni 1825’de İngilizler kurdular. Daha sonra birçok ülke de kurulan dernekler 1931 yılında toplanarak 4 Ekim gününü “ Hayvanları Koruma Günü” olarak kabul ettiler. Bizde ise ilk dernek, 1955 tarihinde Ankara’da kuruldu.
Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi metni, Uluslararası Hayvan Hakları Birliği ve ona bağlı ulusal birlikler tarafından 21-23 Eylül 1977 tarihinde Londra’da hayvan hakları konusunda yapılan üçüncü uluslararası toplantıda kabul edildi. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ise, Paris’te UNESCO Sarayında 15 Ekim 1978 tarihinde törenle ilan edildi.
Tüm hayvanlar eşit doğar ve eşit yaşama hakkına sahiptirler.
Tüm hayvanların saygı görme hakkı vardır. Bir tür hayvan olan insan, diğer hayvanları yok edemez. Hayvanları kendi çıkarı için karşılıksız kullanamaz.
Hiçbir hayvana kötü ve zalimce davranılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu ise bu, bir anda ve acı çektirilmeden yapılmalıdır.
Vahşi hayvanlar kendi doğal çevrelerinde yaşama ve çoğalma hakkına sahiptir. Eğitim amacıyla bile olsa vahşi hayvanlar özgürlüklerinden mahrum bırakılamaz.
Evcil hayvanlar, uyumlu bir biçimde ve özgürlük içinde yaşama hakkına sahiptir. İnsanların kendi çıkarları için evcil hayvanların yaşama koşullarında yapacakları her türlü değişiklik, haklara aykırıdır.
Evcil hayvanlar, doğal yaşama sürelerine uygun uzunlukta yaşama hakkına sahiptir.
Tüm çalışan hayvanlar (at, eşek…) iş süresinin sınırlandırılması, işin daha az yorucu olması, güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.
Hayvanlara fiziksel ya da psikolojik acı çektiren deney yapmak, hayvan haklarına aykırıdır.
Beslenmek için bakılan hayvanlar barındırılmalı, taşınmalı ve ölümleri de korkutmadan ve acı çektirmeden olmalıdır.
Hayvanlar, insanlar tarafından eğlence amaçlı kullanılamazlar. Hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlarla gösteri yapılması, hayvan onuruna aykırıdır.
Zorunlu olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi, yaşama karşı işlenmiş bir suçtur.
Çok sayıda vahşi hayvanın öldürülmesine neden olan safariler ve av partileri, hayvanlara karşı yapılmış bir soykırımdır. Doğal çevrenin kirletilmesi, yıkılıp yok edilmesi de soykırıma eşdeğerde alçakça bir davranıştır.
Hayvanların ölüsüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanların öldürüldüğü şiddet sahneleri, sinemalarda ve televizyonlarda yasaklanmalıdır.Ama hayvanlara yapılan saldırıları kınamak amacında olan filmlerde bu sınırlama yoktur.
Hayvanları koruma kuruluşları, devlet katında temsil edilmelidir. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.
TÜRKİYE’DE HAYVAN HAKLARI
Çevre Bakanlığı’nca hazırlanan ve TBMM Genel Kurul gündeminde bulunan “Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı”, hayvanların korunması ve yaşama haklarının güvence altına alınması amacıyla hazırlandı. Kanun tasarısının amacı, başta evcil hayvanlar olmak üzere tüm hayvanların, insan ve doğa kaynaklı mağduriyetlerinin önlenmesini, gözetilmesini, bakımlarını, kötü muamelelerden uzak tutulmalarını, üremelerini, canlarının ve sağlıklarının korunmasını sağlamak.
Bu amaca ulaşmak için hayvanların korunmasına ilişkin geliştirilen temel ilkeler şunlar:
Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. Ancak kanuni istisnalar ve insan gıdası olarak yararlanılan hayvanlar bu hükmün dışında tutulmuştur.
Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan türden olan evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamaları desteklenir.
İnsanlar, hayvanların korunmaları, gözetilmeleri, bakımları ve kötü muamelelerden uzak tutulmaları için gerekli önlemleri alırlar.
Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin sadece insani ve vicdani sorumluluklarla hayvan besleyen ve koruyan gerçek ve tüzel kişilerin desteklenmesi esastır.
Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.
Tasarıda yer alan düzenlemelerden bazıları şunlar:
Hayvan sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, türüne ve üreme yöntemine uygun olarak ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek ve aşılarını yaptırmakla yükümlüdür.
Hayvan sahiplenecek kişi, hayvanın sağlığı ve yaşam koşulları ile ilgili insan-hayvan etkileşimi ve çevre sağlığı açısından sorumludur.
Hayvan sahipleri çevreye ve insanlara verecekleri zararları ve rahatsızlıkları tazmin etmekle yükümlüdür.
Çevre Bakanlığı, hayvan bulundurma ve sahiplenme şartları ile rahatsızlıkları önleyici tedbirleri, çıkaracağı bir yönetmelikle belirleyecektir.
Sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça, bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, acı, ızdırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu vb. bağımlılık yapan yiyecekler veya içecekler verilmesi yasaktır.
Hayvanları taşıyan ve taşıtanlar, onları türüne ve özelliğine uygun ortamlarda ve şartlarda taşımak, taşıma esnasında bakmakla yükümlüdür.
Hayvanların kendi mekanlarında yaşamalarının desteklenmesi esas olup, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların öldürülmesi yasaktır.
Hayvanlarda acı veren müdahalelerin uyuşturmaksızın yapılması yasaktır.
Sadece veteriner hekimler acil ve zorunlu müdahalelerde bulunabilirler.
Hayvanların bilimsel olmayan tedavi ve deneylerde kullanılması yasaktır.
Hayvanlara acı, ızdırap, korku veren tıbbi, ticari ve bilimsel deneylerin yerine alternatif yöntemlerin kullanılması esastır.
Hayvanların ticareti esnasında sağlıklarının iyi, satıldıkları ve yaşadıkları yerin temiz ve sağlık şartlarına uygun olması zorunludur.
Hayvanların doğal kapasitelerini veya gücünü aşacak ve yaralanmalarına ya da acı çekmelerine yol açacak yöntemlerle eğitmek, başka bir hayvan üzerinde şiddetini denemek, onların acı çekmesine, yaralanmasına, sakatlanmasına ve ölümüne neden olabilecek şekilde dövüştürmek yasaktır.
Her ilde valinin veya görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, ilgili bakanlık ve gönüllü kuruluşların da temsil edildiği “il hayvan koruma kurulu” oluşturulacaktır.
Kanun’un yürürlüğünü müteakiben her türlü hayvan bulunduran tüzel kişiler, işletmeleri ile ilgili belgelere dayalı bilgileri altı ay içerisinde il hayvan koruma kuruluna bildireceklerdir.
Denetim konusunda Çevre Bakanlığı ve mülki amirler yetkilidir.
Hayvanları koruma amacıyla kontrollerde bulunarak bu kanuna aykırı hususları tespit, görevlilere haber vermek ve kötü muameleyi engellemek üzere hayvan koruma gönüllüleri görevlendirilecektir.
Kanun’un amaç ve kapsamına uygun faaliyet ve çalışmalarda bulunmak ve finansmanı sağlamak için Türkiye Hayvanları Koruma Vakfı kurulacaktır.
Eğitici yayınlar, trafik kazaları, hayvanat bahçeleri, yasak ve izinler, koruma alanları, koruma altına alma ile ilgili düzenlemeler yapılacaktır.
Kanun hükümlerine uyulmaması durumunda para cezalarını içeren ceza hükümleri devreye girecektir.
Kaynak: ntvmsnbc.com